Bizimle iletişime geçin

Hi, what are you looking for?

Köşe Yazarları

Çocuklar Dünyaya Ölmeye Gelmedi…Konuk Yazar: Filiz Bahçıvan

Kederle başımızı yastığa koyuyoruz ve her yeni güne acıyla uyanıyoruz.
Zihnimizin boşluklarından doğup yüreğimize akan ırmakla dalgalanarak süzülen şey ise yaşam enerjisi değil, safi hüzün oluyor.
Dünya çocuk hakları gününde, çocuk ölümlerinden bahsetmek kederlerin en büyüğü olsa gerek. Bir hafta arayla bombalar içinde yaşamını yitiren çocuklarımız yüreğimizi dağladı.
Bir hiç uğruna Çocuklar ölüyor, ölmüyor aslında bildiğin öldürülüyor. Kana susayan faşistler tarafından.
Umut değil midir? İnsanı ayakta tutan.
Her yeni güne iyi dileklerde bulunarak başlarız.
Yeni başlangıçlar, daha iyi bir yaşam dileriz… Her umudun içinde çocuğumuzdan bir parça barındırırız.
Büyüsünler, okula gitsinler, vatana yakışır hayırlı evlat olsunlar.
Sonra ülkemizi ve dünyayı sarsan çocuk ölüm haberlerini duyarız. İçi yanan analar, ağlayan babalar, kardeşlerin yürek burkan feryatları içimizi ürpertir. Daha bi sıkı sarılırız evlatlarımıza.
Artık huzurlu ebeveynlerden eser yoktur. Huzurun yerini kaygı ve endişeye bırakmıştır.
Ve tüm iyi dileklerin yerini tek bir cümleye sığdırmıştır evlat acısından korkan analar. “Ben öleyim, çocuğum ölmesin.”
Ne yazık ki çoğu zaman, İyi dilekler, güzel temenniler çocukları ölümsüz kılmıyor. Çocuklar ölüyor, çocuklar tecavüze uğrayıp hunharca öldürülüyor. Ölümsüz olan tek şey evladını yitirmiş anaların yürek acısı.
Oysa bir çocuk ne zorluklarla dünyaya geliyor. Nasıl büyüyüp, nasıl bin bir güçlükle yetişiyor.
Tüm bunlar kimin umurunda ki.
Giderek “Kötüleşiyoruz” Kaçırılan, istismar edildikten sonra öldürülen, işkenceyle hayatları karartılan çocukların ülkesi Türkiye, tarihe adını bu şekilde yazdırmaya niyetli gibi görünüyor.
Her gün aldığımız kötü haberlere daha kötüleri ekleniyor ve özellikle çocuk istismarı konusunda her seferinde biraz daha insanlıktan çıktığımızı gösteriyor, maalesef.
Ve biz, her çocuk haberinde bir iki gün veryansın edip susuyoruz, sonra da tamamen unutuyoruz.
İsterseniz bugün o çocuklardan kimlere ağlamışız ve kimleri alelacele unutmuşuz bir hatırlayalım.
Leyla Aydemir: 4 Yaşında.
Ağrı’da dedesiyle bayramlaşmak üzere ailesiyle birlikte köye giden 4 yaşındaki Leyla kaybolmuştu. 18 günlük arama çalışmalarının ardından cansız bedenine ulaşılmıştı. Ölüm raporuna açlıktan öldüğü yazılmıştı. Yani kaçıran kişiler tarafından aç bırakılarak ölümüne sebep olmuşlardır.
Eylül Yağlıkara: 8 Yaşında.
Yaz tatili için ailesiyle birlikte memleketi olan Ankara Polatlı’ya giden 8 yaşındaki Eylül arkadaşlarıyla birlikte oynamaya çıktıktan sonra kayboldu. Yapılan arama çalışmalarının ardından cansız bedenine ulaşılan Eylül bir elektrik direğinin dibinde gömülü olarak bulundu. Vücudunda kesici alet izlerine rastlanırken, cinsel istismar sonrası boğularak öldürüldüğü belirlendi.
Irmak Kupal: 4 Yaşında. Manisa Alaşehir’de evlerinin önünde oynarken kayboldu. Anne ve baba özel bir televizyonda yayınlanan ve Müge Anlı tarafından sunulan programda çocuğunu aramaya başladı. Şüpheli komşu Himmet Aktürk, tüm Türkiye’nin gözü önünde suçunu itiraf etti. ve evine iki kilometre uzaklıkta minik Irmak’ın cansız bedenine ulaşıldı. Otopsi raporunda ters ilişkiye girmeye kalkışan Himmet Aktürk’ün Irmak’ın bedenine zarar verdiği ve boyun bölgesine baskı yaptığı yazıyordu.
Eylül Umutlu: 6 yaşında.
Yalova’nın Çınarcık İlçesinde sokakta oynarken kaybolan 6 yaşındaki Eylül’ün tecavüz edildikten sonra boğularak öldürüldüğü açıklandı. Arama çalışmalarına da katılan Murat Ş tarafından katledilen minik Eylül’ün cansız bedeni terk edilmiş bir inşaatta bir bavulun içinde bulundu.
Gizem Akdeniz: 6 Yaşında.
Adana’daki evinin önünde kaybolan Gizem ablasının sevgilisi ve babasının kuzeni tarafından diri diri yakıldı. 6 yaşındaki Gizem’in ablasıyla ilişkisi bulunan ancak aile üyeleri tarafından izin verilmeyen Süleyman Akdeniz, planlı bir şekilde evinin önünden kaçırdığı küçük kızı koli bandı ile bağladı, bıçakladı ve yaralı halde üzerine benzin döktükten sonra yakarak öldürdü.
Arda Cemal Kır: 3 Yaşında.
Kocaeli’nin Çayırova ilçesinde düştü denilerek hastaneye kaldırılan 3 yaşındaki Arda’nın bağırsağında hasar bulundu ve 16 günlük savaşın ardından hayatın kaybetti.
Cinsel istismara maruz kaldığı ve sert bir cisimle vurularak yaralanan Arda’nın kafasında yanık tespit edildi. Üvey babası ve annesi tutuklandı.
Van’da daha 4 kilogram ağırlığındaki yeni doğan bebek istismara uğradı. Hastaneye getirilmesiyle, uğradığı istismar sonucu yaşamını yitirdiği ortaya çıktı.
Tüm bu çocukların dünyasının ne kadar olduğunu ben size söyleyeyim. Oradan oraya koşmak, oyuncaklarla oynamak, parka gitmeye can atmak, yemek ya da uyumak istememek.
Ve daha binlerce çocuk. Sadece rakam olarak önümüze düşen, hikayelerini, en sevdikleri yemekleri, nasıl konuştuklarını, ne hayal kurduklarını bilmediğimiz ve hiçbir zaman bilemeyeceğimiz binlerce can.
Ne zaman çocuklarla ilgili kara bir haber duysam, hep şunu düşünürüm. Elimde sihirli bir değnek olsa! Çocuk ölümlerini kaldırırdım ortadan, çocuk istismarını yok ederdim, kaçırılmaları önlerdim, çocuk yaşta evliliklere nokta koyardım. Sokakları güvenli hale getirirdim. Oyun alanlarını genişletirdim.
İşte o zaman çocuklar, bu kadar ucuzca ölmezdi. Yaşıtları okula giderken, parkta oynarken, ekmek parası peşinde koşan simit satan, caddelerde araba camları silen, kışın ayazında elinde tartı bekleyen binlerce çocuk, ait oldukları yerde okullarında, sıcak evlerinde olurlardı. Ülkemizde el açıp dilendirilmezlerdi. Çocuk halleriyle gelin olmazlardı.
Evet kabul ediyorum: “Lafla peynir gemisi yürümüyor” ki bir çoğumuzun yaptığı en büyük eylem bu.
Ben dahil hepimiz kapkaççı, tinerci ve diğer olumsuzlukların içinde olan, emek istismarı altında olan ve cinsel tacize uğrayan çocuklar için sızlanmaktan öte ne yaptık, ne verebildik?
Dahası ne hak tanıyoruz onlara: sıcak yuvalar mı, konforlu okullar mı, donanımlı sağlık kurumları mı, ne?
Kimse kusura bakmasın ama bunu söylemek zorundayım. Biz sadece merhametimizi değil, aklımızı da kaybettik.
Farkında mısınız? İtilip kakılan, cinsel tacize uğrayan, öldürülen, sömürülen çocuklar bizim çocuklarımız.
Bu çocuklar bizim. Bu ülkenin çocukları. Geleceğimiz.
Onlar sevgiye, şefkate muhtaç.
Hiç düşündünüz mü, parklardan, sokaklardan kaçırılan onca çocuk, nasıl kaçılıyor diye?
Ben söyleyeyim. O çocuklar ne bir çikolatayla ne de bir şekerle kandırılıyorlar. Sadece ve sadece gülümseyen bir yüze, ellerini tutan sıcak bir ele güvenerek gidiyorlar.
Tekrar, tekrar üstüne basa basa söylüyorum. Çocuklar sevgisiz, ilgisiz büyüyorlar.
Özellikle son zamanlarda ebeveynler köpek terbiye eder gibi çocuk yetiştiriyorlar.
Kalk, otur, yat, konuş, sus gibi verilen komutlarla disiplini sağladıklarını düşünüyorlar.
Çocuk sesine tahammül yok, yaramazlıklarına tahammül yok. Çocuğun ufacık bir ağlamasında, eline bir cep telefonu verilerek susturuluyor. O çocuk eline verilen telefonla ne tür bir oyun oynuyor, nelere şahit oluyor bilen, merak eden yok. Ve maalesef o oyunların birçoğu şiddet içeren oyunlar. Oyun arası verilen cinsel içerikli reklamlarda cabası.
Bilmiyorlar. Yeni nesil ebeveynler çocuk yetiştirmeyi bilmiyorlar. Açık ve net. İşte en büyük sorun da burada başlıyor. Parasal sıkıntılar, anne ve babanın aynı anda çalışıyor olması mazeret olarak gösteriliyor. Ve çocuk tüm bu hengâmenin arasında kaybolup gidiyor.

Gelibolununsesi.com BHA üyesidir

Köşe Yazarları

İlginizi çekebilecek haberler

Gelibolu

Çanakkale’nin Eceabat  ilçesi yakınlarında meydana gelen tek taraflı trafik kazasında bir kişi hayatını kaybederken, 1 kişide ağır şekilde yaralandı. Edinilen bilgiye göre, bugün öğle...

Gelibolu

Gelibolu Motosiklet Derneği (GELMOD) sosyal medyadaki hesaplarından  yaptığı paylaşımda yapılacak olan “Gelibolu İçin Sür” Motosiklet festivalinin iptal edildiğini şu açıklamaları ile duyurdu; “Hava şartları...

Gelibolu

ÇANAKKALE’nin Gelibolu ilçesinde babasıyla birlikte yaşayan Oğuz Tutar(17), dün gece sosyal medya hesabından yayınladığı veda mesajından sonra av tüfeği ile canına kıydı Edinilen bilgiye...

Gelibolu

İstanbul istikametinden gelen Mustafa Öztürk idaresindeki 34 GKB 577 plakalı otomobil, Malkara- Çanakkale Otoyolu’nda gişelerden ayrılıp Gelibolu yönüne devam ederken kontrolden çıktı. Kavakköy beldesi mevkisinde yolun ikiye...